sirius black slytherin napim içimde bi sevgi var voldemorta karşı hayranıyım rp; artık savaş başlamıştı hiçbirşey buandan itibaren aynı kalamazdıı...
voldemort günlük planlarını zifiri karanlık olan odasında yaptığı bir sırada aniden kapı çaldı ve içeri kılkuyruk girdi voldemorta haber getirdiği her halinden belli oluyordu, acele ederek ve birazda kekeleyerek --efendim , lordum size Harry potterla ilgili bir haber getirdim dedi Voldemort oturdugu yerden kalkarak kılkuyruğun yakasına yapıştı ve --çabuk ne sölüceksen söle daha önemli işlerim var dedi bunun üzerine kılkuyruk korku içinde başlkadı getirdiği haberi anlatmaya --efendim sabah ölüm yiyenleriniz harry potter ı muggle mahallesinde bir kuytuda sıkıstırarak saldırmışlardı ve aralarında ufakbır catışma cıkmıştı bu arada bır grup muggle harryı buyu yaparken yakalamıslar fakat ölüm yiyenler oradan hemen kimseye görünmöeden yokolmuşlar
voldemort pis bir kahkaha attı ve kılkuyruğu duvara doğru fırlattı harika dedi hersey tamda istediğim gibi gelişiyor çok yakında harry tarih olacak demeyide unutmadı
hemen ölüm yiyenleri çağır savaş öncesi toplantı yapacağız dedi tekrar voldemort, ve tekrar yerine oturdu kılkuyruk korku vede saygı içinde geri geri odadan dışarı çıktı ve bir kaç adımdan sonra asasını yerinden çıkardı ve sağ kolunu sıvazlayarak asanın ucunu kolundaki vasilisk dövmesine batırdı buarad sihirli sözcükleride mırıldanıyordu biranda voldemort odasından çıkarak vasiliski yanına çağırdı ve kılkuyruk çağırma işlemini bitirmiş yavaş yavaş ölüm yiyenler voldemortun şatosuna gelmeye başlamışlardı en son ölüm yiyende şatoya gelince voldemort ayağa kalktı ve bağararak emirlerine başladı hem ikişer gruplar halinde azkabana saldıracağız oradaki tüm ölüm yiyenleri kurtaracağız buarad kılkuyruk sende diğer yandaşlarımıza haber ver hogvarsa saldırıya geçsinler artık savaş başlasın dedi ve bunuda sölemesiyle herkez biranda ortadan kayboldu hepsi azkaban gitmişti azkabanın hertarafını sarmışlardı heryerinden aynı anda saldırıyorlardı fakat voldemort tekbasına askabanın içinde haykırarak artık bizi kimse durduramayacak dedi ve bu sese tüm ölüm yiyenler hepbir ağazdan cevap verdiler ruh emiciler artık devreye girmişlerdi. ölüm yiyenlere saldırıyorlardı ama koskoca karanlıklar lordu ruh emicilerden mi korkacaktı ve tabiki korkusuz askeri voldemort asasını havaya kaldırarak avada kadevra maxima dedi bu ses herkezi şaşırtmıştı çünkü böyle bi lanet yoktu, şuana kadar kimse kullanmamıştı bu laneti, asanın ucundan normalin on katı bir ışık çıktı ve diğer bir farkıda lanetten, o yeşil ışıkla öldürüyordu bu ise siyah bir bulut halinde yokediyor zerresi bile bulunmuyor ortada ve asadan çıkan bulutla havadaki tüm ruh emiciler yok oldular biranda bu durum karşısında ölüm yiyenler dahi şoke olmuşlardı, voldemort'un çok güçlü bir büyücü olduğunu biliyorlardı ama bukadarını hayal bile edemezlerdi ardından voldemort asasını tekrar salladı artık azkabanda kilitli hiçbir hücrekalmamıştı tüm hücrelerin kilitleri kırıldı ve orada bulunan tüm ölüm yiyenler hemen voldemortun yanına gelerek minnettar olduklarını sölediler
ama voldemort umursamıyordu bile haydi hogvarsı ziyaret edelim dedi sadece ve yine kayboldu oradaki herkez, evet artık karanlıklar lordu voldemort ve yandaşları hogvarsa girdiler tüm girişlerden ama işin ilginci hogvars sanki boşaltılmıştı etrafta tekbir hayalet dahi yoktu voldemort pis bir kahkaha daha attı ve anlaşılan korkup kaçtı bu bulanıklar dedi sadece ama olay voldemortun düşündüğü gibi değildi biranda hertaraftan harryın yandaşları çıktılar ve en son yavaşca harry potter geldi kimsenin korkup kaçtığı yok dedi hary voldemort bıranda sinir küpü oldu artık dayanamıyordu harry ıle bırkaç kelıme daha konustuktan sonra voldemort kımsenın beklemediği biranda savaşı başlatacak buyuyu yaptı harry potter a ama harry çaylak acemi bir bulanık değildi güçlüydü bunu voldemortta farkındaydı harry sakınce sadece protego dedi voldemortun buyusune karsılık ve buyu savusturuldu kalkan buyusuyle ama voldemort sadece kahkaha atıyordu hiçbirsey yapmıyor sadece kahkaha atıyordu ama biranda durdu ve harrye bakarak eksik buldum sizi vaftiz baban nerede öldümü potter öldümü diyerek tekrar kahkaha attı harry sinirlenmişti, aslında voldemortta bunu istiyordu harry oanki sinirle expeliarmus dedi sadece ama bu okadar basıt bır buyuydukı voldemort ıcın sadece asasını kaldırdı ve 2 kere salladı harrye donerek elınden gelen sadece bukadarmı potter birde suna bak bakalım dedi ve avada kadevra , emperio, ruhano morvibıl dedi herkez saskındı peşpeşe 3 tane büyü yapmıştı voldemort ama sonuncusunun ne buyusu oldugunu kımse bılmıyordu harry saskın ve sınırlı bır tavırla protego dedi ancak harry farkında deildi 3 ayrı ve 3 ude birbirinden güçlü büyüyü sadece kalkan buyusu savamazdı ve öle oldu zaten o kalkan buyusu sadece avada kadevra lanetını gerı puskurttu fakat diğer ikisi harrye isabet etmişti herkez şaşkındı savaş artık tüm hararetiyle başlamıştı ama herkez arada haryye bakıyordu çunku harry yerde acı içinde kıvranıyordu hogvarsın muduru daha fazla dayanamayarak harrye şifa buyusu yaptı bu buyu 1 kezlık bır oluyu bıle dırıltebılırdı ama harryde fazla işe yaramadı sadece emperio lanetini kaldırdı harrynın uzerınde son buyu hala etklılıydı harry uzerınde ama o buyu bır lanet deıldı sadece bır karamsarlık buyusuydu harry artık karamsarlıktan ve korkusundan yerde kıvranıyordu işte tam busırada voldemort harmonie ye ve ron a laneti yolladı fakat onlar hazırlıksız yakalndılar ve oracıkta öldüler bunu goren harry artık bıtmıstı ama bıranda annesı ve babası hayalet olarak oraya geldıler annesı harryı bırkez yanagından operek kulagına bısıler fısıldadı babası ıse sadece gulumsemeyle yetındı çok ilginçtirki biranda voldemortun yaptığı karamsarlık buyusu etkısını kaybettı ve harry ayaga kalkarak 2 tane ölüm yiyeni öldürdü bu olanlara voldemort bıle ınanamıyordu bole bişey nasıl olabılırdıkı sokdaydı voldemort hala ama kendını toplamasıyla harrye buyu yapması bır oldu harry buyuyu gerı puskurttu ama etrafından 7 kişi daha ölmüştü bunların 5 öğrenci 2 si ise proftu artık harry yavas yavas özguvenını kaybedıyordu tam bu sırada voldemortun okul mudurunu oldurmesı harryı bıtıren son hamle oldu artık kolunu dahı kaldıracak dermanı yoktu ve dizlerinin üstüne düştü ama bu üzüntüden olmamıştı voldemort harrye buyu yapmıştı fırsattabn ıstıfade yavas yavas harrynın etrafındakı herkez oldurulmeye başladı en son etrafında 6 kişi kalmıstıkı voldemort onları tek bır buyude oldurdu evet savas bıtmıstı artık karanlık tum evrene hakım olmustu artık ama harry pes etmemelıydı ayagfa kalkmaya calıstı ve kendını zorlayarak ayaga kalkabıldı voldemort sadece harryı seyredıyordu harry voldemorta kıvılcım yollayabıldı sadece ama ondada başarılı oldu harry asasını okadar asagıda tutuodukı o buyude voldemortun ayagına ısabet ettı voldemort dahada sınırlendi ve harryı bır sihirli odaya hapsetti o odanın ozellıgı harry heran o odada arkadaslarının ve sevdıgı ınsanların oldugunu gorecek ve hep karamsar olacak hergun orada olecektı bu harrynın bırkere olmesınden cok daha ıyıydı evet artık savas bıtmıs het tarafa karanlık hakım olmustu harry o odadan hıcbırz<aman cıkmayı başaramdı ve orada yaşlanarak bir gün öldü fakat hayaleti orada baki kalacaktı o bile dışarı çıkamayacaktı voldemort hogvarstakı tum felsefe tasından yapılan ıksırlerı aldı ve bırını ıctı dığerşlerınıde bazı olum yıyenlerıne ıcırrdı artık ebedıyen dunyaya karanlık hakım olacak...
En son Lord Voldemort tarafından Ptsi Kas. 24, 2008 6:01 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Ad&Soyad: VioLetté Rossalyn O'Brie Mezun olunan bina:Slytherin .. xD Neden:Karanlık tarafım ve daha öncelerden de olduğum için daha yatkınım .. XD Rpg:
Soğuk kış kendini göstermeye başlamıştı. Bir saat boyunca kupkuru ağaçların arasında dolaştı Raquél. Artık dışarıda yürümek zorlaşıyordu onun için. Dün geceki şiddetli fırtına yerine hakimiyeti sertçe yağan yağmur üstlenmişti. Rüzgar soğuğu iliklerine kadar bastırıyordu. Raquél yüzüne sert sert vuran yağmur damlalarından kurtulmaya çalışırcasına sarsılmış toprağı çiğneyerek şatoya doğru yürümeye başladı. Üstündeki cüppesine sımsıkı sarılarak koşar adımlarla ilerleyerek şatonun görkemli büyük demir kapısının önünde durdu.Kapı ardına kadar açılarak büyük şatonun esrarengiz güzelliğini gösteriyordu. Raquél içeri girerek şatonun bahçesine ulaştı. Fırtına bahçeyi darmadağın etmişti. Raquél sinsi bakışlarını kırılmış dalların, boynunu bükmüş güllerin ve içten içe yok olmuş toprağın üzerinde gezdiriyordu. Tok ve kalıcı bir ses tonuyla
‘Mr.Reed hemen buraya geliniz.’
Dedi ve cüppesinin şapkasını açarak üzerindeki çamurları temizleyip hemen yanında beliren bahçıvana baktı. Gözlerindeki sima her zaman ki esrarengiz bakışlarıyla donanmıştı. Mr. Reed başına gelecekleri biliyormuşcasına boynunu eğerek
‘Buyrun efendim.’
Dedi.Adamın yüzü bembeyaz kesilmişti. Raquél biraz daha sakinleşerek normal tavırlarıyla adama baktı ve elini kaldırıp harabeye dönmüş bahçeyi gösterirken
‘Sanırım sizi uyarmama gerek yok Mr.Reed. Bu bahçeye verdiğim önemi biliyorsunuz. Bu bahçe bir saat içinde eski pırıltılı ve görkemli haline kavuşmazsa olacakları da az çok tahmin ediyorsunuzdur umarım.’
Dedi her zamanki imalı bakışları ve kulaklarda çınlayan dolgun sesiyle. Adam bembeyaz suratını hafifçe kaldırıp RaquéL’ın suratına baktı ve kafasını ‘’evet’ anlamında salladıktan sonra tiz ve yıpranmış ses tonuyla sözleriyle de bir kez daha onayladı.
‘Tabii ki de efendim. Siz hiç merak etmeyiniz. Verdiğiniz süre zarfı içinde Marquéz şatosunun görkemli bahçesi eski güzelliğine kavuşacaktır.’
Raquél sinsice gülümseyip onaylayarak adama eliyle ‘işinin başına dön’ işaretini vererek şatoya doğru ilerledi. Mr.Reed işareti alır almaz bahçenin hasarlarını düzeltme işine başladı. Raquél iç cebinden asasını çıkarıp çamur içindeki üzerine değiştirerek kapıyı açıp sıcacık şatosunun içine adımını attı. Hemen yanında hizmetçisi Sophia belirdi. Mahçup tavırlarla kavruk tenli yüzünü hafifçe öne eğerek Raquél'e selam verdikten sonra Raquél'e bakışlarını tekrar çevirerek;
Demişti kız bir çırpıda. Raquél yardımcılar arasında en çok ona güveniyordu sanki. Kendisi gibi her konuda titizdi ve Raquél karşısında hep mahçuptu.Raquél esmer tenli kızın yüzüne bakarken vişne çürüğü cüppesini çıkarıp Sophia’nın cüppeyi almak için uzanmış ellerine verip yavaş adımlarla ilerlemeye başladı.Sophia’da yavaş yavaş arkasında yürürken kendisine verilecek emri can kulağıyla dinliyordu. Raquél sakin ve dolgun bir ses tonuyla;
‘Kahvaltımı odama çıkar ve daha sonra üçüncü kattaki odada bulunan kırmızı sandığı bana getir. Çabuk ! ‘
Dedi Raquél uzun merdivenlerden yukarı odasına çıkarken. Kız öne eğik başını ‘peki’ anlamında sallayıp cüppeyi astıktan sonra koşarak mutfağa kahvaltıyı getirmeye gitti. Raquél odasına çıkp yatağına doğru ilerledi. Şöminenin alevinin sardığı oda dışarıya göre daha sıcak ve sakindi.Siyah kılıflı yastığının altındaki zarfı alarak geniş balkona geçip masaya oturdu. Zarfı yan sandalyeye koyup ayağı kalkarak balkonun kenarına doğru ilerledi. Bütün bahçe ayakları altındaydı. Mr. Reed’i kontrol etti. Birkaç yeri daha düzgün yapmasını emrettikten sonra sakin adımlarla oturduğu yere geri döndü. Dün geceki fırtına hala etkisini sürdürüyordu. Yoğun bir sis hakim idi gökyüzüne. Sisin içinden ıslak yapraklar belli oluyordu. Ağaçlar rüzgarla sallanıyor, yağmur her geçen saniye bir milim şiddetini arttırıyordu. İçeri biri girdi. Elinde kocaman süslü kahvaltı tepsisiyle Sophia arkasında ev cini Droopy kırmızı sandığı sürüyordu. Sophia Raqél’in önüne tepsiyi koydu ve Droopy hemen ayağının dibine sandığı koymuştu.Sophia başını öne eğip
‘Kahvaltınız efendim ve istediğiniz kırmızı sandığıda getirttim Mıss. Marquéz.Efendim burası biraz soğuk şalı omuzlarına almak ister misiniz? ‘
Dedi siyah yaldızlı şalı Raquél’e göstererek. Raquél şalı üzerine alıp gitmelerini emrettikten sonra yan tarafındaki zarfı açıp içindeki parşomen kağıdını sıyırarak son satırlarını okudu.
‘…yeri geldiğinde her şey açığa çıkacaktır.
Elveda Raquél…
Mrs. Márquez’
Büyük annesi ne demek istemişti? Raquél yirmi yaşındaydı artık. Ailenin bütün sırlarını biliyordu. Peki neden gizli kapaklı iş çeviriyordu bunlar? Raquél zekasının sınırlarıyla oynuyordu. Raquél kahvaltı tepsini ileri sürerek küçük kırmızı sandığı önüne koydu ve içini açtı. İçinde eski,tozlu ve sayfaları hafifçe yıpranmış bir defter vardı. Büyükannesinin günlüğüydü. Büyük annesi öldükten sonra bütün eşyaları ona kalmıştı. Ve giderken bir çok şeyi daha ardında bırakmıştı. Raquél defteri açıp isli sayfalarından harfleri özenle seçip okumaya çalışırken şiddetli rüzgar balkonada vurmuştu. Rüzgarla birlikte Raquélin elindeki defterin sayfaları hızlıca çevrilmeye başladı. Sayfalar hızını arttırarak dönüp duruyordu. Rüzgar büyük bir hızla kesildi ve defter olmadık bir sayfada hızını kaybederek durdu.
‘Ölüm sırası sende Raquél’ Bu seste neyin nesiydi ? Raquél vücudunda ani bir üşüme hissetti. Titriyordu hatta donuyordu. Yerinden kalkamıyordu. Rüzgar saçlarını uçuyor mosmor olmuş dudaklarının içindeki dişler birbirine değiyordu. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Simsiyah saçları yüzüne dolanmış görmesine engel oluyordu.Ağzından tek bir kelime bile çıkmıyordu. Elindeki defteri aniden yere bıraktı. Boğazı düğümlenmişti sanki. Bağırsa onu duyan olmayacaktı. Gözlerindeki ışıltı sönmüş fal taşı gibi yerinden fırlayacak hale gelmişti. Sanki biri onu boğazından yakalamış nefes almasına mani oluyordu. Elleri morarmıştı. Sandalyesinden hafifçe doğrulmayı başarmıştı fakat rüzgar ilerlemesine bile izin vermeden onu yerden yere savurdu. Tepeden tırnağa buz kesmiş tenini artık hissetmiyordu. Tozlu soğuk balkon zemini buz kesmiş bedeni ile buluşmuştu daha fazla dayanamayan kırmızı gözleri göz kapaklarının ağırlığına dayanamıyordu. Tek kelime edemeden buz gibi teni ne olduğunu bilmediği şeye karşı yenik düşmüştü. İri yeşil gözlerini göz kapakları örtmüştü.Duyduğu son kelimelerin esiri olmuştu.Belki bu hazin sondu ya da olacakların başlangıcı..
not:Başka bir sitedeki rp^m umarım sorun olmaz..Kısa yöntem olduğu için hep bu rp'yi kullanırım.
Misafir
Misafir
Bilgiler
Konu: Geri: Karanlık Lord&Lady Alımları C.tesi Kas. 29, 2008 9:28 am
Kabul edilmiştir..
( oleeyyy karanlık lady mizi de bulduk)
Şimdi kendine koca seçeceksin..
Misafir
Misafir
Bilgiler
Konu: Geri: Karanlık Lord&Lady Alımları C.tesi Kas. 29, 2008 11:09 am
Ad&Soyadı: Ned Narion Mezun olunan bina: Slytherin Neden: Karakterim her zaman en güçlüyü arzular! Ned hep lideri oynamıştır. Oynamaya da devam edecektir. Rpg:
Ölümyiyenken:
Ned o sinsi bakışını etrafa savururken kendine hayranlıkduyuyordu, kendisinin ne kadar zeki olduğunu kendisine söyleyip duruyor vebundan da hiç bıkmıyordu. Bu basit ama güçlü plan tamamen kusursuzdu. Ve çok basitti. Adımlarını hızlandırarak Bağıran Baraka’dan dışarı çıktı hızla küçük sıradan ve basit büyücülerle dolu köye doğru gidiyordu. Hogwarts öğrencilerinin en yakın ne zaman tatile gireceklerini tahmin etmeye çalışıyordu. Hogwarts’ta bir ölümyiyen kimin aklına gelirdi ki? Aralık ayında olması ona çok büyük avantaj sağlıyordu bir hafta sonra Noel tatili için bütün bulanıklar evlerine gideceklerdi. Bu çok güzel bir zamandı. Kendine hayranlığını sürdürürken yönünü değiştirip domuz suratlı tabelanın yanından geçerek bara girdi köşede karanlıkta bulunan masaya oturarak barmene baktı. Barmen kendisinin kim olduğunu o anda fark etmiş gibi elindeki bezi bırakarak yürümeye koyuldu.Ayaklarını sürüyerek üzerinde yürüdüğü tahtalar her basışında gıcırdıyordu ve boş bara küçük de olsa ses yayıyordu. Ned yaşlı adam daha yanına gelmeden
“Ateşviskisi!” dedi. Adam olduğu yerde geri dönerek geldiği küçük bara yeniden ilerledi. O sırada içeri giren kukuletalı adam Ned’in yanına geldi ve hiç sormadan masaya oturdu bu ukalaya haddini bildirmesi gerektiğini düşünse de kukuletasını çıkardığında onu tanımıştı. Bu bir kurtadamdı Ned ona bakıp elini asasının üzerinden çekti.
—Ne işin var senin burada Greyback?
Ama Greyback’in Ned’in söyledikleri yada sordukları ile pek alakadar olmadığını anlamıştı.
—Sizin yeraltından çıkmadığınızı sanıyordum, ne oldu?
Sonunda çok uzun olmasada cevap gelmişti;
—Lord beni bir görev için gönderdi. Ankacılar onun yoluna fazla çıkıyor! Lord onları ayakaltından kaldırmak için kurtadamları görevlendirdi.
Ned karanlık loş ışığın altında,buğulu camların geçirdiği kadar ışıkta Greyback’in yüzündeki ifadeden taze kan için yanıp tutuştuğu belli oluyordu. Kendisine saldıracak kadar aç olmadığını bilmese kendisine bir kalkan koyacağından emindi. Sonra devam etti:
—Sen niye buradasın? Hogwarts’ın bu kadar yakınında olmak senin için ürkütücü gelmiyor mu?
Ned Greyback’in kendisi ile alay ettiğini düşününce sinirlenmişti asasını yerinden çıkartarak Greyback’e doğrulttu ve soğukkanlılığını hiç bozmadan
—Ağzından çıkan laflara dikkat et istersen Greyback!
Dedi. Ve asasını hafiften -tüm kontrolün kendisinde olduğunu belirtmek için- salladı o sırada ateşviskisi önüne konmuştu. Gecikmişti Ned şişeyi tek eline alarak bardağına doldurdu normal viski doldurulduğundan daha çok doldurdu ardından şişeyi kurtadama vererek kadehten içmeye başladı, o sırada Greyback şişeyi ağzına dikmiş neredeyse bütün cübbesini ıslatmıştı çok susamış gibiydi. Ned bir yudum daha alırken masa arkadaşı şişeyi bitirmişti ardından Ned:
—Ankacılar için bir plan yaptın mı?
Kurtadam şişeyi bitirmiş masaya indirmişti ve Ned’i çok bekletmeyerek cevapladı
—Lord Voldemort planı hazırladı. Planda sende varsın. Kurtadamlara çok güvenmiyor belliki.