Ad&Soyad:Eleanora Charlize Black Mezun olunan bina:Hufflepuff İstediği ders:Biçim değiştirme Rpg tecrübesi:Oldukça iyi.. Rpg:
Parisin o gün canı çok sıkılıyordu.O gün Hiç birşey yapmak gelmiyordu içinden.Sabah kalktığında yatakhanede kimse yoktu.Paris yatağından kalkamak istemedi çok halsizdi.Nedense hiç kimseyle konuşmak ve görüşmek istemiyordu.Bütün gün yatağında oturmak istiyordu canı çok ama çok sıkılıyordu.Bir kaç dakika geçtikten sonra paris yatağında belini şöle bi kaldırdı ve bağdaş kurup Oturdu.Bütün herkez bahçeye inmişti yatakhanede kimsecikler yoktu.Paris kitap okumak tan başka hiç bir şey yapmıyordu.Ama kitap okuyuncada kendini iyi hissediyordu.Çok mutlu oluyord ama bu gün mutlu olacağını sanmıyordu.Ama yinede denemeliydi.Eline en sevdiği kitbını aldı ve geriye yaslanıp okumaya başladı.Bir kaç saat sonra zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı bile paris.Başını kaldırdı.Boynunu şöle bir uyaladı biraz boynu ağrır gibi olmuştu elini boynuna getirdi şle bir gezdirdi elini ve çekti.Etrafına bakındı.Kitabını dizinin üzerine koydu.Bir an yatağından kalktı ve cama doğru yöneldi.Perdeyi şöle bir araladı dışarıda herkez oyun oynuyordu.Çok mutlu görünüyorlardı.PAris onları izlerken bir an cissi nin ona baktığını farketti.Cissi parise gülümseyek el salıyordu.Paris görmezlikten gelerek hiç bir şey olamamış gibi geri çekilde.Ve yatağına tekrar uzandı.Cissi ne olduğunu anlammamıştı." Neden böle hiç bir şey yapmadan gitti nesi var acaba " diye düşünmeden edemiyordu.PAris çok durgun ve bitkin görünüyordu.Bir anda kitap okuma hevesi gitmişti.Onun yerine eline bir kalem kağıt aldı ve bir şeyler karalıyordu anlamsızca.O gün diğer günelrlden çok ama çok farklıydı kimse parisi öle görmemişti.Paris içten bir şekilde " offff... " dedi..Bir saat sonra kapıdan bir kişi göründü bu tanıdık biriydi.Kızıl saçlı çok güzel bir kızdı bu cissiydi.Parisin yanıan geliyordu.Paris onu görmemeiş gibi önündeki şeyle ilgileniyordu.Cissi parisin ayağının ucuna oturdu.Cissi de parisin neden bu kadar durgun olduğunu hiç bilmiyordu.Paris cissi yi görmemiş gibi önündeki şeyle uğraşıyordu.Bu durum cissinin hoşuna gitmmemişti.Ardından bunu anlamak için şöle bi öksürdü ve konuşmaya başladı:
" Canım ne oldu neyin var neden böle davranıyorsun...?? " diye sordu ama paris umursamıyordu bile hiç bişey olmamış gibi davranıyordu.Onu duymamış gibi önündekiyle ilgileniyordu başını bile kaldırmmaıştı paris.Bu durum hiç ama hiç hoşuna gitmemişti cissinin ve bir kaç dakika bektendikten sonra onu dinlemediğini anladı ve tekrar parise dönerek:
" Peki canım sen bilirisn ne zaman istersen konuşa biliriz kapım hep sana açık hiç çekinmeden istediğini sorabilrisin. " dedi ve parisin yatağından usulca kalktı ve kapıya doğru yöneldi cissi son bir kez arkadasına baktığında paris hala önündeki şeyle meşguldu hiç mumursamıyordu.Cissi de başını öne çevirdi ve bahçeye doğru ilerledi.Paris o gidince kafasını kalkdırdı ve tavana doğru baktı.Bir kaç saniye sonra kafasını öne eğdi.Biraz yatakda durduktan sonra ayağa kalktı cama doğru yöneldi.Perdeyi şöle bir araladı cissi yi arıyordu gözleri bir kaç dakika sonra bahçenin kapısından göründü.Onu çok kırdığını düşündü bir an ama ne yapsın.Cissi arkadaşlarının yanıan giderken son bir kez kafasını yukarıya kaldırdı ve parisin olduğu bölüme baktı.Paris onun baktığını farkedince perdeyi yüzüne doğru örttü ona bakacak yüzü yoktu çünkü.Ardından cissi de kafasını öne çevirdi ve arkadaşlarının yanına gitti.Parisde camdan ayrıldı ve yatağına doğru yöneldi.Yatağına şöle bir uzundı havaya bakıyordu.Ve öle dalmıştı.Bir kaç saat sonra hava kararmıştı akşam olmuştu anlaşılan.Öğrencier teker teker içeriye giriyorlardı.Yatakhanelerine doğru ileryorlardı.Paris kimseye görünmemek için hemen yorganın altına girdi.Yatakhaneye giren kızlar hep paris hakkında konuşyuorlardı ama paris onalra aldırış etmedi duymazlıktan geldi.Hep paris hakkında konuşuyorlardı paris laf söyelemek istedi ama bu ona yakışmazdı ve kulaklarını tıkayarak uyumaya çalıştı.Bir kaç dakika sonra uyuya kalmıştı bile.Gözlerini açtığında saat 9:00 du.Yine yatakhanede kimse yotu yine tek başınaydı ama paris bu gün dünkünden daha iyi hissediyordu.Sanki dün hiç bir şey olmamış gibi...Yatağından hemen kalktı üzerini değiştirdi.Saçını düzelti ve büyük salona indi.Bütün öğrenciler oradaydı herkez yemek yiyordu.Paris gülümseyen yüzüyle:
" Günaydın arkadaşlar. " dedi boş bir yer buldu ve oturdu.Ardından arkadaşlarıda gülümseyek hep bir ağızdan: " Günaydın pariscimm. " dediler.Bu ilgi parisin çok hoşuna gitmişti.Bir kaç lokma bişey yedikten sonra etrafına baktı bir kişiyi görememişşti o da en iyi arkadaşı cissiydi neden burada olamdığını bilmiyordu.Ama bir kaç saniye düşündü ve aklına dün akşam yaptıkları geldi kızı çok üzmüştü hemen onu bulup özür dilemeliydi çünkü o biricik kankasıydı onu kaybetmek istemezdi doğrusu.Hemen koşarak büyük salondan çıktı.Hemen ilk önce bahçeye baktı oraya gitmiş olacağını düşündü oraya koşarak gitti.Orada ki her yeri aradı yoktu hiç bir yerde.Bahçeyi olmadığını anlayında aklına yatakhanede oalcağı geldi.Hemen merdivenlerden çıktı koşarak slyterin yatakhanesine ulaşmıştı.Hızını biraz kesdi ve içeriye girdi.Bir kaç adım sonra içeriye giridi.İçeriye baktığında tahmin ettiği gibi oradaydı yatağında ölece oturuyordu.Paris yavaş adımlarla cissinin yanına gitti ve yatağının başına oturdu.Cissi ye bir dakika baktıktan sonra elini cissinin çenesine koydu ve cissinin başını yukarıya kaldırdı.Ama cissi kaldırmamk için kendini zorluyordu.Paris çok inatcıydı bakmasa biile ona bir şeyler sölemeliydi.Onu dün çok ama çok üzmüş olamlıydı ona açıklama yapmak zorundaydı.Ve söze başladı:
" Canım dünkü olay için çok ama çok özür dilerim seni çok kırdım beni affede bilecekmisin. " dedi ve başını öne eydi.Bir kaç dakika sonra cissi başını kalkdırdı ve parise bir kere sarıldı.Bu durum onu affettti anlamına geliyordu.Paris bu duruma çok sevinmişti.Arkadaşı o kadar anlayışlıydı ki onun bu huyunu çok seviyordu.Ve cissi bir geri yaslandı ve parise dönerek:
" Asıl ben özür dileirm canım senin üzerine çok geldim senin özür dilemene gerek yok ben seni zaten affetmiştim canım... "dedi ve gülümsedi.Paris de onu onayamak amacıyla onun boynuna sarıldı ve iki yanağından da öptü.Paris o an ağlamamak için kendini zor tutyordu.Az kalksın biricik arkadaşından ayrılacaktı bunu ona nasıl yapmıştı o da anlamamıştı ama sonuçta barışmışlardı ve bu ona yeterdi.Cissi hemen mutlulukla yatağından kalktı ve üzerini değiştirdi.Parisde onu bekliyordu ona yardımcı oluyordu.Bir kaç dakika sonra cissi üzerini giyinmişti ve birlikte bahçeye indiler.Hava oldukça güzel ve temizdi.Orada buldukları boş bir yere oturup günün tadını çıkardılar...
Lola,o gün Profesörler Odası'nde uyuya kalmıştı.İlk günden olacak şey değildi bu hemen hazırlandı.Odadan çıktı.
Kehanet Kule'sine doğru ilerlemeye başladı.En sonunda gelmişti.İçeri girdiğinde birçok öğrenci vardı.Demekki sevilen bir dersti Kehanet.İçeri girdiğinde:
-Sihirli Sabahlar arkadaşlar.Ben Kehanet Profesörünüz Lola Aish Heaven.dersimde ayrımcılık yapmam.Gryffindor mezunuyum.Şamatayı sevmem.Çünkü:Zamanı geldiğinde bizde eğleneceğiz.Evet kendimden biraz daha bahsedeyim.Cesurumdur,insanalara gerçekten de iyi fal bakarım.İlerki günlerde sizde öğreneceksiziniz.Eveeet.Şimdi siz bana kendinizi tanıtın.Ever,sen Slytherin'li kız.Kendini tanıtmaya başla,dedi.
-Adım Eleonara Elisha A. Black.Karanlık taraftayım.Slytherin'liyim.Binamdakilere her zaman iyi davranırım.Ama damarıma basanlar için bu söz geçerli değildir.Babam Adı Anılmayan Kişi'nin yakın bir arkadaşıdır,dedi.
-Evet,seni tanıdığıma memnun oldum Elis.Evet sıradaki Gryffindor'lu erkek.Sen kendini tanıt.
-........(Herkes tanıttı.)
-Evet,hepinizi tanıdığıma sevidim daha çok vaktimiz var.Bence ilk dersimizi ilemeye başlayalım.Eveeet,dedi ve tahtaya büyülerle birşeyler yazmaya başladı:
Konu:Hititlerde Ay'ın Şekilleri ve Kehanet
-Gördüğünüz gibi arkadaşlar konumuz bu.Şimdi ben konuşurken sözümü kesmeyinki rahat rahat konuyu anlayalım.Şimdi başlıyorum.Sizde not edin:
1. Ayın rengi sarı, sol ucu sivri, sağ ucu küt gözüküyorsa, 2 ilkbahar güzel olacak.
Eğer ayın sağ ucu göğe dönük ise ülkede bol ürün olacak.
Eğer ayın sağ ucu yere doğru ise bütün ülkenin hasadı kuruyacak.
Eğer ayın sol ucu göğe dönükse ülkede düzelme olacak.
Eğer ayın sol ucu yere dönükse ülkede ölümcül salgın hastalık olacak.
Eğer ayın uçları güneye dönük ve uzamış görünürse, Akad ve Elam kralı ölecek.
Eğer ayın uçları kuzeye dönükse Akad kralı düşmanı yok edecek.
Eğer ayın uçları batıya doğru uzanmışsa yangın olacak,dedi.
-Evet sorusu olan??
Bir Slytherin'li parmak kaldırmıştı.
-Evet,Elis sorun nedir?
-Profesör,pek konumuzla ilgili değil ama sınavlarda bu konuyla ilgili soru çıkacak mı?
-Evet,tabiki her işlediğimiz konu hakkında çıkacakta.Neden sordu bunu?
-Profesör Lola,bunların ezberlenmesi çok zor,nasıl ezberleyeceğiz?
-Eee,napalım siz seçtiniz bu dersi.Gülü seven dikenine katlanır.Aaaa bak zil çaldı.Çıkabilirsiniz çocuklar Sihirli Günler!!,dedi.
NOT:RENKLENDİREMEDİM.ÖÖZÜR DİLERİM
Eleanora Charlize Préscy
Biçim Değiştirme Prof. & Hufflepuff Bina Sorumlusu
Üzgünüm canım ama Rp yetersiz.Başka bir Rp ile yeniden başvura bilirsin..
Rachéll Ophélia Reese
Kehanet Profesörü & Gryffindor Bina Sorumlusu
Bilgiler
Konu: Geri: Profesör Alımları~~ Paz Kas. 23, 2008 9:39 am
Ad&Soyad:Lola Aish Heaven
Mezun Olduğun Bina:Gryffindor
İstediğin ders: Kehanet
Rp Tacrübesi:Gayet iyi,hoş ve anlaşılır.
Rp:
Lola,o gün Profesörler Odası'nde uyuya kalmıştı.İlk günden olacak şey değildi bu hemen hazırlandı.Odadan çıktı.
Kehanet Kule'sine doğru ilerlemeye başladı.En sonunda gelmişti.İçeri girdiğinde birçok öğrenci vardı.Demekki sevilen bir dersti Kehanet.İçeri girdiğinde:
-Sihirli Sabahlar arkadaşlar.Ben Kehanet Profesörünüz Lola Aish Heaven.dersimde ayrımcılık yapmam.Gryffindor mezunuyum.Şamatayı sevmem.Çünkü:Zamanı geldiğinde bizde eğleneceğiz.Evet kendimden biraz daha bahsedeyim.Cesurumdur,insanalara gerçekten de iyi fal bakarım.İlerki günlerde sizde öğreneceksiziniz.Eveeet.Şimdi siz bana kendinizi tanıtın.Ever,sen Slytherin'li kız.Kendini tanıtmaya başla,dedi.
-Adım Eleonara Elisha A. Black.Karanlık taraftayım.Slytherin'liyim.Binamdakilere her zaman iyi davranırım.Ama damarıma basanlar için bu söz geçerli değildir.Babam Adı Anılmayan Kişi'nin yakın bir arkadaşıdır,dedi.
-Evet,seni tanıdığıma memnun oldum Elis.Evet sıradaki Gryffindor'lu erkek.Sen kendini tanıt.
-........(Herkes tanıttı.)
-Evet,hepinizi tanıdığıma sevidim daha çok vaktimiz var.Bence ilk dersimizi ilemeye başlayalım.Eveeet,dedi ve tahtaya büyülerle birşeyler yazmaya başladı:
Konu:Hititlerde Ay'ın Şekilleri ve Kehanet
-Gördüğünüz gibi arkadaşlar konumuz bu.Şimdi ben konuşurken sözümü kesmeyinki rahat rahat konuyu anlayalım.Şimdi başlıyorum.Sizde not edin:
1. Ayın rengi sarı, sol ucu sivri, sağ ucu küt gözüküyorsa, 2 ilkbahar güzel olacak.
Eğer ayın sağ ucu göğe dönük ise ülkede bol ürün olacak.
Eğer ayın sağ ucu yere doğru ise bütün ülkenin hasadı kuruyacak.
Eğer ayın sol ucu göğe dönükse ülkede düzelme olacak.
Eğer ayın sol ucu yere dönükse ülkede ölümcül salgın hastalık olacak.
Eğer ayın uçları güneye dönük ve uzamış görünürse, Akad ve Elam kralı ölecek.
Eğer ayın uçları kuzeye dönükse Akad kralı düşmanı yok edecek.
Eğer ayın uçları batıya doğru uzanmışsa yangın olacak,dedi.
-Evet sorusu olan??
Bir Slytherin'li parmak kaldırmıştı.
-Evet,Elis sorun nedir?
-Profesör,pek konumuzla ilgili değil ama sınavlarda bu konuyla ilgili soru çıkacak mı?
-Evet,tabiki her işlediğimiz konu hakkında çıkacakta.Neden sordu bunu?
-Profesör Lola,bunların ezberlenmesi çok zor,nasıl ezberleyeceğiz?
-Eee,napalım siz seçtiniz bu dersi.Gülü seven dikenine katlanır.Neyse çocuklar,isterseniz bir tekrar yapalım.Şimdi size sorular soracağım sizde cevaplayacaksınız.
-Şimdi Elis sana soruyorum.Eveet,söyle bakalım Eğer ayın sağ ucu göğe dönük ise ülkede o yıl nolur?
-Eğer ayın sağ ucu göğe dönük ise tabikide o yıl ülkede bol ürün olacaktır.İyi ezberlemişim di mi Profesör Lola?
-Evet,iyi ezberlemişsin Elis.Şimdi sıra sen de Mark,söyle bakalım Eğer ayın sol ucu yere dönükse o yıl ülkede nolacaktır?
-Eğer ayın sol ucu yere dönükse ülkede ölümcül salgın hastalık olacak Profesör Lola.
-Aferin size.Aaa zil çaldı tüh.Ne güzel devam ediyoduk neyse artık bir sonraki derse kaldı çocuklar.Sihirli Günler.Çıkabilirsiniz.
Öğrencilerin hepsi derslikten çıktıktan sonra Lola,bugünün nasıl geçtiğini düşünüyodu.Gayet güzeldi.Elis'i çok svmişti.Zeki biriydi.Acımasız olmasına rağmen çok başarılı olacaktı.En sonunda Lola'da derslikten dışarı çıktı.Üç Süpürge'de kaymak birası içecekti.
Misafir
Misafir
Bilgiler
Konu: Geri: Profesör Alımları~~ Paz Kas. 23, 2008 11:58 am
Şöyle böyle idare ediyor ama geliştireceksin inanıyorum.Kabul edilmiştir..
Ad&Soyad:emilie slylend Mezun olunan bina:ravenclaw İstediği ders:tılsım/muska Rpg tecrübesi:iyi Rpg:
Emilie çok yorgundu.Hemen uyumak istiyordu.Canı çok sıkkındı.Okulda arkadaşlarıyla kavga etmişti.Tabi azar işitmişti.İçinden; keşke biraz daha alttan alsaydım ,sonrada gider öğretmenlere şikayet ederdim.Neyseki bunu yanına bırakmayacağım. Sinirli bir şekilde söylenerek yattı.5 dk sonra çoktan uyumuştu.Uyandığında etrafında hafif bir duman vardı.Birdan bir ışık belirdi.İçinden bir ses duyuldu.Şöyle söylüyordu;
Kendine ve çevrene..dik...dikk.ett
Bu sesi duyunca şaşırmıştı.Ne geveliyordu.Onu uykusundan uyandıracak kadar ne önemli olabilirdi.Tekrar sinirli bir şekilde uyudu.
Uyandığında içeriden bir gürültü geldi.Hemen gidip baktı.Gelen ablasıydı.Onunla bu gün okulda olnaları konuştu ve biraz daha azar işitti.Tekrar sinirli bir şekilde odasına giderek müzik dinlemeye başladı.Sinirli olduğu zmanlar müzik dinlemek onu rahatlatıyordu.
Okul ödevlerini bitirdikten sonra yarınki kıyafetlerini hazırladı ve tekrar ablasını yanına gitti.Ablası ona çok sinirli olmalıydı ki yüzüne bile bakmıyordu.Emilie ablasını daha fazla sinirlendirmeden bahçeye çıktı.Çok yaramazdı bir haftada en az 2 şikayet geliyordu okuldan.Ve tabi azarlamalar cezalar.Artık bunlardan bıkmıştı. En iyisi bir süre arkadaşında kalması olacaktı.Ablasıyla bu durmu konuştu ve tabi cevao alamdı.Bunun üzerine her şeyini alıp çıktı.Arkadaşında en az 1 ay kaldı. Fazla abartığının farıındaydı fakat absı onu hiç aramıyordu sanırım affetmemişti.
Yola çıktı,eve gidip ablasıyla konuşacaktı.Eve geldiğinde dehşete kapıldu ablası yerde kanlar içinde yatıryordu.Hemen onu yatağa yatırp şifacı çağırdı.Gerekenler yapıldı,araştırma vb.şeyler.ve sonuda ablasının başkası tarafından öldürüldüğü saptandı.Görünüşe göre bunu bir düşman yapmıştı.
hemen yola çıktı ve o kişiyi buldu ama hala olanlar inanamıyordu.Bunu yapan ablasını eski kocasıydı...
Ad&Soyad:Tom Christoper Welling [i]Mezun olunan bina:Slytherin İstediği ders:BitkiBilim dersi Rpg tecrübesi: Oldukça iyi 4 yıl... Rpg: Ateşe bakan gözlerinin etrafında oluşan küçük kırmızı çizgiler, siyah saçlarının arasından zeytin misali süzülüyordu. Tom şömine önünde oturmaya bayılırdı, yanan odunların havayla temasından çıkan koku onun içine işlerdi. Koyu renk dudakları bir şeyler mırıldanıyordu. Dersle ilgili bir şeyler olmalıydı. Dudaklarını kıvırıp gamzelerinin görünmesine izin verdi. Bir rüyada gibiydi, Ortak Salon'a niçin ve ne zaman geldiği konusunda bir fikri yoktu açıkçası. Altın sarısı tonlarındaki ortak salonda dedikodu yapan birkaç öğrenci arasında değildi, üzerinde kırmızı renkli pijamasıyla sabahın erken saatlerinde öylece beklemekten başka bir iş yapmıyordu. Küçük ve şişkin parmakları ortak salonun halısı üzerinde gezinirken bugünkü dersleri anımsamaya başladı Tom. Astronomi? O da vardı. Ayağa kalktı, doğruldu. İçindeki ürpertiye aldırmadan yatakhaneye çıkan serin merdivenlere yöneldi. Tahta merdivenleri çıkarken ortak salondan gelen konuşma sesleri azalmıştı, sonsuza giden bir yolda ilerler gibi ilerliyordu Tom yatakhaneye. Ela gözleri kısılmış yatakhane kapısının aralığından içeriye bakmaktaydı. Pusmuş düşüncelerinden caymak üzereymiş gibi yüzünü ekşitmişti. İçeri girdi sessizce. Pijamasından sıyrılıp gömleğini üstüne geçirdi. Düz kısa saçları siyah cüppesinin üstünde deniz üzerindeki meltemler gibi oynaşırken Tom kravatını kapıp boynuna geçirdi. Şimdi sıra çantasındaydı. Çantasının içini olduğu gibi yatağının üstüne boşalttı. Astronomi kitabını ve parşomen parçalarını deri çantasına yerleştirdikten sonra dalgın bakışlarla yatakhaneyi terk etti.
Büyük, büsbüyük gözleri Astronomi kulesine çıkan merdivenlere bakıyordu. Geniş gamzeleri henüz yüzüne hâkim değildi, gülmüyordu. Bu kadar merdiveni çıkacak kadar tembellik ediyordu işte. Çantasını geriye atarak merdivenleri üçer beşer çıkmaya başladı. Işığın uğramadığı bu döner merdivenler insanın içini karartmakla birlikte Tom'u yormuştu. Gri sisleri andıran gölgeler bu merdivenin Astronomi kulesine çıktığına inandırmıyordu, daha çok Slytherin Ortak Salonuna çıkıyorlarmış gibi bir izlenim uyandırmıştı. Yanık kokusu da etraftaki küçük meşalelerden geliyor olmalıydı. Az sayıdaki portrelerin çoğu uyuyordu. ‘’Yapacak başka işleri var mı?’’ Astronomi dersliğine vardığında kapıyı çaldı büyük ve şişkin parmaklarıyla. Profesör Stella içeride masasında oturmuş gelen öğrencileri süzüyordu.
Tom kendine uygun bir sıra bulduktan sonra çantasından dersle ilgili malzemeleri çıkarmaya başladı. ‘’Astronomi kitabı, parşomenlerim ve tüy kalemim…’’ Boğazını temizledikten sonra cüppesinin kollarını sıyırdı. Sınıfa henüz iki-çok olsun üç kişi gelmişti. Ama Tom bazı öğrencilerin dersi asla kaçırmayacağını biliyordu. Mesela Gryffindor Bina Başkanı olan Violet bu dersi kaçırmazdı. Ya da her derste karşılaştığı Slytherin öğrencisi Andree… Bunlar artık kalıplaşmıştı Tom'un beyninde. Derse başlama arzusu biraz daha aydınlık olan Astronomi dersliğinde daha da çoğalıyordu. Astronomi Kitabını karıştırırken zamanın geçmesini, sınıfın dolmasını bekliyordu. Bir yandan da saatine göz atıyordu. Her sene daha zora koşuyorlardı, dersler ağırlaşıyordu. Seneye de SBS vardı, büyük ihtimalle ağrılı bir yıl olacaktı. Kaşlarını kaldırıp okumaya devam ederken Profesör Stella'nın derse başladığını fark etti. Şimdi dinleme zamanıydı.
Profesör Ella kara deliklerden başlayacaklarını söylemişti. Tom astronomiye bayılan biri değildi, ama notları fena sayılmazdı. Siyah saçlarını düzeltip gözlerini Profesör Stella'ya kilitledi. Pek çok kişi de öyle yapmıştı. Sersem bir çocuğun arkasında oturmasıysa Tom'un dikkatini dağıtmaya yetmişti. Not alırken ne diye yüksek sesle yazdıklarını okurdu ki? ‘’Densiz!’’ gergin bir ifadeyle sinir bozucu velede söyle bir baktı sadece. Zaten ne istediğini anlamasını beklemiyordu, belki sesini keser diye bakmıştı. Aynı hızla bakışlarını Profesör Ella'ya çevirdi, bir yandan da parşomenine not alıyordu. Mürekkep lekeleri parşomenin üzerinde çirkin bir görünüm oluşturmuştu, bunu inkâr edemezdi. Ama başka çaresi yoktu. Sınıfta birkaç kişi hariç çoğu kişi not alıyordu. Tom yazma işini bitirdikten sonra tüy kalemini mürekkep şişesi içine bırakıp parşomeninde yazanlara bir göz gezdirdi.
Yaklaşık bir buçuk parşomen yazmıştı. Bu da bir ders için oldukça fazlaydı. Parşomeni kurumaya bırakıp tüy kalemini parlayan siyah mürekkep şişesinden çıkarttı, asasını doğrultup ‘’Aklapakla!’’ diyerek temizledi. Şişenin ağzını kapattı, masanın üstündeki her şeyi çantasına yerleştirdi teker teker. Toparlanan sınıfı seyrederken ders programını çıkardı. Dörde katlanmış parşomen parçası bir sonraki dersin uçuş olduğunu gösteriyordu. ‘’Bu yaşta bile uçuş dersi görüyoruz ya pes doğrusu!’’ Yüzünde hoş olmayan bir ifadeyle bakarken gözleri saatine çevrilmişti. Çanların çalmasına çok az kalmıştı. Çantasını omzundan geçirirken çalan çanları duyunca Profesör Stella'ya 'Sihirli Günler Profesör Ella' dedikten sonra büyük bir hışımla dersliği terk etti.
not~Bu en kısa rp^m olduğu için özür diliyorum ama çabuk olması için başka sitede yaptığım rp'yi kopyaladım. Kesinlikle bana aittir
Konu: Geri: Profesör Alımları~~ Salı Ara. 16, 2008 10:22 am
Ad&Soyad:Vanessa Anne Hudgens Mezun olunan bina:Gryffindor İstediği ders:Sihir Tarihi Rpg tecrübesi:Baya bi Var Rpg:Ashley önceden Hogwarts da okuyan bir gençti. Ailesi Hogwarts da okumasını istemiyordu. Ama Ashley orda kalan her şeyi çok özlemişti. Ailesinin neden Hogwarts'a girmesine karşı geldiklerini anlayamıyordu. Ashley o gün rüyasında Hogwarts'daki baloyu görmüştü herkez çok mutluydu. Ashley uyandığında saat 07:45'di.Yatağından kalktı. Koltuğa oturdu ve eline aynayı aldı. Aynaya uzun süre baktı. Aynada kendini değil arkadaşlarını görüyordu. Aynayı alıp yere fırlattı. Artık Hogwarta'a gitmekde kararlıydı. Ama bunu nasıl ailesine açıklayacağını bilmiyordu. Kayası yine karışmıştı. Ailesini bırakıp da gidemezdi. "Herkez nasıl yapıyorsa bende öyle yapacağım!" diyerek telefonu aldığı gibi garı aradı. Garı arayıp bilet için rezervasyon yaptıracakdı.
-"İyi Günler ben bu gün için peron 9/3 çeyrek bileti için rezervasyon yaptıracaktm. -"Sadece bir kişilik yer kalmış siz kaç kişisiniz?" -"Sadece bir kişilik rezervazyon yaptıracaktım -Tamam o zaman saat 12:00'da biletinizi alabilirsiniz.Zaten 13:00'da tren kalkacak. -Teşekkürler. -İyi günler.
Ashley nasıl burdan ayrılacağını bilmiyordu. Ailesinden nasıl kurtulacaktı? Saat 11:00 olmuştu.Ailesi kalkıyorlardı. Ashley hemen telefonu yerine koydu. Annesi "Hadi kahvaltıya" diyerek seslendi. Ashley kahvaltıda konuyu konuşacakdı. Önce ortamı yumuşatmayı düşünüyordu. Annesinin yanına gidip "Güzeller güzeli annecim bu gün ne hazırlamış bakalım?" Annesinde hemen hazırmış cevap "Gene ne isteyeceksin bakalım?" Ashley hemen susup sandalyeye oturdu. Herkez sessizce yemeğini yiyordu. Ashley konuyu nerden açacağını bilmiyordu. Artık tutamadı "Anne, baba ben Hogwarts'a gideceğim ve bunda kararlıyım." Annesi ve babası bu gibi durumlara alışıkdı çünkü Ashley kaç kez Hogwarts'a giymek istediysede bunu başaramamıştı. Ama bu kez inanıyordu. Annesi hemen atladı "Kızım bunu senle kaç kez konuştuk hayır dedik ya." Ashley bu duruma artık dayanamıyordu. "Anne ben artık büyüdüm kendi kararlarımı kendim verebilecek yaşa geldim. Ben Hogwarts'a gitmek istiyorum. Her gün arkadaşlarımı özlüyorum. Ayrıca büyü de yapmak istiyordum. Siz ne kadar karşı gelseniz de ben gideceğim. Sabah rezervasyonumuda yaptırdım. Bu sefer bana karşı gelemeyeceksiniz. Kararlıyım Hogwarts'a gideceğim. Umarım bu sefer beni anmışsınızdır. Anlamadıysanız bile o sizin sorununuz. Ben gidiyorum!" diyerek hızla odasına çıktı. Eşyalarını bavuluna koymaya başladı. Ailesi bu sefer ona karışmadılar. Çünkü Ashley'nin ne kadar kararlı olduğunu gördüler. Ashley eşyalarını hazırladı. Üstünü giyindi. Tam kapıdan çıkıyordu ki arkasına döndü. "Sizi Seviyorum." dedi ve ailesine sarıldı. "Görüşürüz size ordan mektup yazacağım." diyerek kapıdan çıkıp gitti. Taksiye binidi "Gara gidelim." Trafik vardı. Bu yüzden gara gitmek Ashley için sanki bir ömür sürmüştü. Geldiğinde biletini almak için görevlinin yanına gitti:
-"İyi günler.Ben bu sabah peren 9/3 çeyrek bileti için rezervasyon yaptırmıştım.Alabilirmiyim?" -"Buyrun hanfendi.Borcunuz......." -"Buyrun.İyi günler"
Ashley eşyalarını vagona koydu. Yerine oturdu. Artık yol başlamıştı. Ashley ailesini düşünüp üzülüyordu. Ama bir yandan da Hogwarts'daki arkadaşlarını düşünüp seviniyordu. Karışık duygular içindeydi. Yol boyunca orda neler yapacağını düşündü. Acaba mesleği ne olacaktı? Yoksa öğrenci mi? Ailesini şimdiden özlese bile buna dayanacaktı. Yol kısa sürdü. Artık Hogwarts'a gelmişti. Güzel bir nefes çekerek "Buranın havasını özlemişim." dedi. Ardından yavaş adımlarla Hogwarts'a doğru ilerledi.
Sophié Eriphyle Savern
Muggle
Bilgiler
Konu: Geri: Profesör Alımları~~ Paz Ara. 28, 2008 1:23 am
Ad&Soyad: Sophié Eriphyle Savern Mezun olunan bina: Ravenclaw İstediği ders: Astronomi Profesörlüğü Rpg tecrübesi: 3 Yıl Rpg: Başka bir sitede yaptığım rp
Mryllen Malikhanesi / Gece Yarısı Dorothée gece saat onbirden beri daha hiç uyuyamamıştı. Nedendir bilmiyordu ama kendini ne kadar zorlasa da bilemiyordu. Bunun tek bir sebebi vardı Dorothée ertesi gün Hogwarts'a gitmek üzere King's Cross'a gidecekti. Heyecanlıydı hem de fazlasıyla ama bundan dolayı da mutluydu. Tek düşündüğü şey ailesini çok özleyecekti ama bunu çok fazla düşünmek de istemiyordu. Ailesi onun eğitimi için herşeyi yaparlardı. Küçüklüğünden beri zeki ve mantıklı olduğu için onun iyi yetiştirilebileceğini düşünmüşlerdi. Annesi Dorothée 'ye kısaca Roth derdi . Roth Dorothée'nin annesinin büyük annesinin adıydı. Annesi onu çok saydığı ve sevdiği için Dorothée'ye de böyle hitap ederdi. Dostları da Roth diye seslenirlerdi. Bu her zaman Dorothée'nin hoşuna giderdi çünkü Roth ismi ona birşeyler hatırlatırdı. Roth yatağının üstünde durmuş öylece bekliyordu. Ne düşündüğü bilmiyordu ya da bilmek istemiyordu. Sadece ertesi gün neler yaşayacağını düşünüyordu. Hogwarts'a gideceği için kıvanç duyuyordu. Bu yüzden onun üzülmesi gerekmezdi. Onu üzecek olan tek şey ailesi ve samimi dostlarından ayrılması olacaktı ama samimi dostlarından gelecek olanlar da vardı gideceği yere. Bu yüzden fazla da üzülmemeye gayret ediyordu. Tabii bir de çok sevdiği kardeşi,küçüklüğünden beri tek sırdaşı kardeşi;onu da burada bırakmak zor gelecekti ama yinede bunu da atlatacaktı. Sonuçta kardeşi de seneye gidecekti gittiği yere. Bundan dolayı seviniyordu,hem kendi adına hem de onun adına. Düşünceler alıp başını gidiyordu. Tam bu sırada Roth göz ucuyla karşıya bakıyordu. Karşıda odasındaki büyük kütüphanesi duruyordu. Yatağından kalkıp yavaşça ilerlemeye başladı. Kütüphanesinden bir kitap seçti,çoğu kitabı okumuştu ama yinede kütüphanesinde yüzlerce hatta binlerce kitap vardı. Kütüphanesine şöyle bir göz gezdirip tekrar yatağına doğru ilerlemeye başladı. Kütüphanesinden aldığı kitabı yatağının üzerine koydu. Roth daha sonra pencereye doğru ilerlemeye başladı. Yeşil gözlerini pencereden dışarıya doğru yöneltti ve malikhanenin bahçesini süzmeye başladı. Gerçekten güzeldi. Birden aklında küçüklükte bu bahçedeki anıları geldi. Kardeşiyle,ailesiyle,samimi dostlarıyla. Sanki hepsi bir anda yemyeşil gözlerinden geçmişti. Roth burayı bırakacağına üzülüyordu ancak hala dirayetini kaybetmemişti. Olgundu ve bu olgunluğu her zaman lehine olmuştu. İradesini kullanmayı bilirdi,iradeliydi. Roth yavaşça pencereyi açtı,içeriye bir anda yasemin kokuları dolmuştu. Roth bu tertemiz mis gibi havayı içine çekti. Gerçekten mükemmeldi ve bu güzel bahçede bu kokulardan daha niceleri vardı. Roth bundan dolayı çok memnunolmuştu. Birden kapıdan gelen bir sesle irkildi. '' Girebilir miyim? ''Bu kardeşi Francysca'ydı. Roth buna çok sevinmişti. Çok sevdiği kardeşiyle konuşmak ona iyi gelecekti. Roth kapıya doğru yönelerek ''Gelin.''dedi narin bir ses tonuyla. Francysca içeriye girmişti ve aynı sessizlikle kapıyı tekrar kapatmıştı. Roth kardeşine bir andasarıldı.'' Seni özleyeceğim.''Francysca üzülmüşe benziyordu. Roth kardeşini daha fazla üzmek istemiyordu bu yüzden bu faslı kısa kesmişti. Kardeşi'' Bende ''diye yanıt verdi. Sessizce kardeşini süzdü Roth. Her zamanki gibiydi. Sapsarı saçlarını bukleler haline getirmiş kendisi gibi yemyeşil gözlerini ona doğru dikmiş bakıyordu. Kardeşinin seneye yanına geleceğine de çok seviniyordu. O olmadan pek iyi olmayacağını düşünüyordu ama dostları mutlaka iyi olacaktı. Francysca'' Henüz yatmamışsın,az önce bahçeye çıktığımda loş ışığını gördüm. Bu yüzden geldim Roth. ''dedi Francysca. Tahmin etmişti ama yinede onun açıklama yaptığını görmek bir nevi hoşuna gitmişti. Sadece seni görmek istedim demişti kardeşi. Hemen gidecekti çünkü Roth'un hemen yatıp uyumasını istiyordu.'' Benim gitmem gerek R, yarın görüşürüz. ''dedi Francysca. Roth hafifçe gülümseyerek'' Görüşürüz F ''dedi. Francysca sessizce gene aynıgirdiğindeki sükunetle odadan dışarı çıktı. Kendi odasına girdi. Roth bu sırada tekrar pencerenin yanına gitti ve tekrar bahçeyi izlemeye başladı. Yatağının üzerinde duran kitabını eline aldı,yatağının üzerine oturdu ve kitabını okumaya başladı. Bir saat kadar okuduktan sonra saat bir olmuştu. Roth ertesi gün erken kalkacağını bildiği halde geç kalmıştı. Sessizce uyumaya koyuldu.
Mryllen Malikhanesi / Sabaha Karşı Sabah saat on olmuştu,Roth kendiğilinden erkenden saat sekizde çoktan kalkmıştı. Annesi ve kardeşi yanına geldiklerinde Roth yatağında oturmuş akşam seçtiği kitabını okuyordu. Hemen giyinip,aşağıya indi. Ev cinleri bavullarını çoktan aşağıya indirmişlerdi. Babası,annesi ve kardeşi kahvaltı sofrasında onu bekliyorlardı. Hızlıca kahvaltısını tamamladıktan sonra ailesiyle beraber dışarıya çıktılar. Hızlıca metroya binerek King's Cross İstasyonu'na geldiler. Roth etrafına bakınıyordu,sadece bakıyordu.
King's Cross İstasyonu, Peron 9 ¾ En sonunda duvarın dibine gelmişlerdi. Roth buradan geçmek için sabırsızlanıyordu. Çabucak duvarın diğer tarafına geçtikten sonra yürümeye devam ettiler. Etraf gerçekten fazlasıyla kalabalıktı. Trenin yanına gelmişlerdi en sonunda,Hogwarts Ekspresinin. Trenin yanına geldiklerinde annesi gülümseyerek'' Artık vedalaşma vakti geldi. ''dedi. Roth üzülmüştü ama yinede bunu pek de belli etmiyordu. Annesi de içten içe üzülüyor gibiydi. Annesine yavaşça sarıldı ve hafifçe tebessüm ederek'' Sık sık mektup yazacağım,merak etmeyin. ''dedi. Kardeşine gelmişti sıra,vedalaşma sırası. ''Merak etme seneye bende senin yanına geleceğim.''dedi kardeşi Francysca. Roth bundan dolayı çok memnun olmuştu.'' Biliyorum,orada da görüşeceğiz canımkardeşim.''Babası ile de vedalaştıktan sonra bavullarını da yanına alarak trene bindi. Bundan sonra çevrenin neler getireceğini az çok tahmin edebiliyordu ama yinede el sallamak zor gelmişti ona biraz. İçeri girdi,kendine uygun bir kompartıman arayışına koyuldu. Ne yapabilirdi ki. İleride az çok boş olan bir kompartıman vardı. Birkaç kişi oturuyordu. Roth hemen yanlarına oturdu ve çevreyi izlemeye başladı.